II. Viyana Kongresi, 1815 yılında gerçekleşen ve Napolyon Savaşları sonrası Avrupa’da yeniden yapılanmayı konu alan önemli bir kongredir. Kongre, Fransa Devrimi’nin getirdiği düzen bozukluğunun ve Napolyon’un Avrupa’yı istila etmesinin ardından yapılması gerekiyordu.
Viyana Kongresi’nde alınan kararlar, Avrupa’nın yeni sınırlarının belirlenmesi, yeni bir toplumsal ve politik yapılanma, dengenin kurulması, barışın sağlanması ve uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi gibi konuları kapsamaktaydı.
Kongre sonrası ülkeler, yeniden yapılanmalarına uygun olarak toprak bölüşümü gerçekleştirdiler. Savaşlarda zarar görmüş ülkelerin intikam alma istekleri ve güç mücadelesi de Viyana Kongresi sonrasında sürdü.
Fransa ve Napolyon’un sonrası da Viyana Kongresi’nin etkileri arasındaydı. Fransa’nın yeniden yapılandırılması ve Napolyon’un sürgün edilmesi gibi kararlar alındı.
Kongre sonrasında Fırat ve Ren nehirlerine yakın sınırların belirlenmesi, toprak kazanımları sağlanan Fransızlar ve İngilizler arasındaki anlaşmaların da bir sonucuydu.
Viyana Kongresi’nin etkileri, Avrupa tarihindeki yeri ve restorasyon döneminden sonraki toplumsal, kültürel ve siyasi yenilikler üzerinde değerlendirmeler yaparak kongrenin önemli bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz.
Kongre Kararları
Viyana Kongresi, yeniden yapılanma konulu kongre olarak 1814 yılında gerçekleşti. Kongrede pek çok önemli karar alındı ve Avrupa’daki güç paylaşımı yeniden yapılandırıldı. Kongrenin en önemli kararlarından biri, savaş sonrası haritaların yeniden çizilmesiydi. Avrupa’da neredeyse tüm ülkelerin sınırları yeniden belirlendi ve nüfus değişimleri yaşandı. Bunun yanı sıra, Kongre kararlarıyla birlikte eski krallıklar ve hanedanlıklar geri döndü. Örneğin, İspanya’da Bourbon Hanedanı tekrar tahtta yer aldı. Kongre aynı zamanda Kutsal İttifak’ın kurulmasına da öncülük etti. Bu ittifak, Avrupa’da barışın sağlanmasını amaçladı.
Ülkelerin Rövanşı
Viyana Kongresi, Avrupa’yı etkisi altına alan Napolyon Savaşları’nın yıkımından sonra gerçekleştirildi. Özellikle savaştan en çok zarar gören Avusturya, Prusya ve Rusya, kongre sonrasında intikam alma isteğiyle hareket etti. Ancak Viyana Kongresi’nde hemen hemen tüm savaşan tarafların temsilcileri yer aldığı için güç mücadelesi de yaşandı. Özellikle savaştan zaferle ayrılan İngiltere ve Fransa arasında bu mücadele yoğunlaştı.
Kongrede alınan kararlar, ilerleyen yıllarda bu ülkeler arasında yeni çatışmalara yol açtı. İntikam alma isteği, uluslararası ilişkilerdeki gerilimi arttırdı ve birçok ülkenin egemenlik haklarına zarar verdi. Bu nedenle Viyana Kongresi, Avrupa tarihinin en önemli diplomatik toplantılarından biri olarak kabul edilir.
- Bu dönemde Avrupa’da siyasi yapılarını güçlendiren ülkeler de oldu. Özellikle Prusya, Viyana Kongresi sonrasında gücünü artırarak Almanya’nın birleşmesine öncülük etti.
- Fransa ise Napolyon’un yenilgisinden sonra toparlanmakta zorlandı. Ancak Viyana Kongresi’nde Fransa’nın da temsil edilmesi ve sınırlarının yeniden belirlenmesi, ülkenin toparlanmasını kolaylaştırdı.
Fransa ve Napolyon’un Sonrası
Fransa, Viyana Kongresi’nin en büyük kaybedenlerinden biriydi. Savaş boyunca toprak kaybetmiş, ekonomisi zarar görmüş, ordusu yok denecek kadar azalmıştı. Kongre kararlarına göre Fransa, toprak kaybettiği yerleri geri alamayacaktı. Ülkenin kuzeyinde Belçika’nın bağımsızlığı ilan edilerek Fransa’nın güç dengesi bozulmuştu. Ancak kongrede kabul edilen Restorasyon Dönemi, Fransa’yı da kapsayan bir kültürel, siyasi ve ekonomik yenilenme dönemi olmuştur. Fransa’da yıkılan kurumlar ve yapılar yeniden inşa edilmiş, sanayi ve eğitim alanlarında gelişmeler kaydedilmiştir. Yapılan reformlar, Fransa’nın yeniden güçlenmesine yardımcı oldu ve ülkenin yeniden yapılanması sağlandı.
St. Helena’da Napolyon’un Sürgünü
Napolyon, Viyana Kongresi sonrasında sürgüne gönderildi. Kendisine verilen sürgün cezasıyla, Atlantik Okyanusu’nun güneyinde yer alan St. Helena Adası’na gönderildi. Ada, sert iklimi, yüksek dağları ve genellikle sakin denizi ile bilinir.
Napolyon, sürgünde yalnız kalmayı hiç sevmezdi. Adanın küçük boyutu, Napolyon ve etrafındaki insanlar arasında çabuk bir bağ kurulmasını sağladı. Napolyon, bir dizi kurallar oluşturdu. Bahçecilik, bilim, ve müzikle ilgilendi, kitaplar okudu ve satranç oynadı. Ancak giderek sağlık sorunları arttı ve sonunda 5 Mayıs 1821’de 52 yaşında hayatını kaybetti.
Fırat ve Ren Sınırları
Fırat ve Ren sınırları, Viyana Kongresi’nde belirlenen önemli kararlardandır. Fransızlar ve İngilizler, toprak kazanımları sağlamak amacıyla Fırat ve Ren nehirlerine yakın sınırlarını belirlemişlerdir. Böylece iki ülke arasında bir çekişme yaşanmış ve toprak kazanımı için mücadele edilmiştir. Ren Nehri’nin batısında yer alan topraklar Fransa’ya, doğusunda kalanlar ise Almanya’ya bırakılmıştır. Fırat Nehri’nde ise İngilizler kontrolü ele geçirerek Basra Körfezi’ne kadar geniş bir bölgeyi ele geçirdiler. Viyana Kongresi’nin önemli kararlarından biri olan Fırat ve Ren sınırlarının belirlenmesi, Avrupa’da yeni bir güç mücadelesi sürecini başlatmıştır.
Restorasyon Dönemi
Viyana Kongresi sonrası Avrupa’da restorasyon dönemi başlamıştır. Bu dönemde, özellikle savaşlar sonucu zarar gören ülkeler insan kaynaklarını ve ekonomilerini oluşturmaya çalışmışlardır. Toplumsal olarak, aristokratik eski düzeni yeniden canlandırmaya çalışan Monarşiler halk üzerinde yoğun bir baskı kurmuşlardır. Kültürel olarak, Romantizm akımı büyük bir popülerlik kazanmıştır. Siyasi olarak, ayrılıkçılık endişesi genişlemiş, bazı bölgelerde milliyetçilik hareketleri başlamıştır. Bu hareketlere karşılık vermek için o dönemlerde bazı pan-Avrupa örgütlenmeleri oluşturulmuştur.
Kongrenin Etkileri
Viyana Kongresi, Avrupa tarihinin önemli kilometre taşlarından biridir. Kongrenin etkileri, Avrupa siyasi haritasını yeniden şekillendirmesi ve post-Napolyon döneminde istikrarın sağlanmasına yönelik çalışmalarının hedeflenmesi açısından dikkat çekicidir. Kongre kararlarına göre, güç dengeleri Avrupa’da paylaşılmış ve milliyetçilik, toprak kazanımı ve denetimi, Kutsal İttifak ve demokrasi ilkesi Avrupa ülkeleri arasında yayılmıştır.
Kongrenin en önemli sonuçlarından biri, İngiltere gibi güçlü bir denizci devletin Avrupa’da oluşan güç dengesinde yönetici bir rolden çıkarılmasıdır. Bu, denizci devletlerin Avrupa’nın kıyı bölgeleri dışındaki bölgelerin keşfine yönelmesine neden olmuştur.
Viyana Kongresi sonrasında, milliyetçilik duyguları ve ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı ilkesi çoğu ülkede yayılmaya başlamıştır. Bu süreçte, İtalya ve Almanya’daki milliyetçi hareketler yoğunlaşmış, sonunda birleşmelerine neden olmuştur. Ayrıca, Fransa’nın yeniden yapılandırılması, Napolyon’un düşüşünü ve beyaz restorasyon dönemini başlatmıştır.
Bunun yanı sıra, Kongre sonrasında Osmanlı İmparatorluğu da yeniden yapılanmış, Fırat ve Ren gibi nehirler yakınlarındaki sınırlar belirlenmiş ve bu sayede toprak kaybedilmesi önlenmiştir. Kongre sonunda tarihteki en uzun süren barış dönemi sağlanmış ve Avrupa siyasi haritası çok uzun bir süre bu şekilde kalmıştır.
Özetlemek gerekirse, Viyana Kongresi Avrupa tarihindeki önemli dönüm noktalarından biridir ve etkileri hala günümüzde hissedilmektedir. Bu kongre, Avrupa siyasi haritasına etkili bir şekilde yön vermiştir ve Avrupa’da uzun süreli istikrarın sağlanması için öncü olmuştur.